ZEVK VE TAHAMMÜL

Eski aşklar !

Çeşme başında beklenen aşklar, iletişim kurmak için saatlerce santral beklemeleri …

 

Teknoloji gelişti, imkanlar genişledi fakat tahammül aynı orantıda düştü. Korkarım ki düşmeye de devam edecek. Telefonla iletişim kurmak için saatler bekleyen nesillerin, telefonu bağlayamadı diye sekreterlere kızan devamlılığı olduk. Bir bebek dünyaya geldiğinde teknolojinin kendisine yararını ve zararını bilmiyorken küçücük yaşta tablet olmadan yemek yememeyi, çizgi film izlemeden uyumayı nasıl öğrenmiş olabilir? Kim öğretmiş olabilir?

 

Hali hazırda, hazır bilgi edinme konusunda da tahammülün fazlaca azaldığını düşünüyorum. Evet, düşünüyorum, gözlemliyorum, inceliyorum. Bu yüzden de yazılarımın bir çoğunda sorular soruyorum sizlere. Biliyorum ki, her birimiz farklı gözlemleyeceğiz ve bir çok öneri, çözüm koyacağız ortaya. Tüm değişimlerin bana, size , bize ihtiyacı var.

 

Fark ettiğimiz noktadaki sorunun değişimi içinde tahammül seviyemizi ölçeceğiz ve büyüteceğiz. Çünkü bir günde bozulmamış olan sistemin bir günde de düzelmesini beklemek hem umutsuzluğa hem inançsızlığa sürükleyebilir. Sürüklenmek değil amacımız sabırla, ilmik ilmik düşünmek ve iyileştirmek.

 

Gelelim zevkçilik kavramına, her insan attığı her adımda mutluluk ve zevk arayışındadır. Bu demek değil ki her şeyde mutluluk doruklarda yaşanmalı. Mutluluğunda düzeyleri yok mu? Mutluluk ile üzüntü arasında giren duyguları kim, nereye götürdü? Ya da görmüyor muyuz?

 

Maalesef ki, görülmüyor. Zevklerin dorukları, mutluluğun zirveleri bekleniyor. Küçük bir tebessümdeki heyecanın, kimi zevkleri unutturması olasılığı fazlayken koşulan hep en en en …

 

Düşünce sistemi gelişmiş olan yetişkinlerden başka kim sağlıklı alışkanlıklar edindirebilir? Kim tahammülü öğretebilir?

 

Bir sonraki yazımda tahammül ve zevk konusunda daha içerikli ve derin yazıyor olacağım. Soru ve yorumlar için pskfulyacelik@gmail.com a mail atabilirsiniz.

Farkındalıklı Günler 

UZMAN KLİNİK PSİKOLOG 

FULYA ÇELİK